22 Aralık 2012 Cumartesi

 
Kereviz Çorbası 


Malzemeler 
     2 adet orta boy kereviz
... 1 adet orta boy soğan ve havuç
1 diş kıyılmış sarmısak
2 çorba kaşığı sıvıyağ
4 su bardağı sıcak su
2 dal kereviz yaprağı
Tuz

 

     Terbiyesi için:
 2 çorba kaşığı un
1 çorba kaşığı yoğurt
1 adet yumurtanın sarısı

Kereviz Çorbası Yapılışı
Sebzeleri küçük küpler halinde doğrayıp kenara alın. Bir tencerede sıvıyağı kızdırıp sırası ile soğan, sarmısak, havuç ve kerevizi kavurun. Üzerine su ve tuz ekleyerek pişmeye bırakın. Ayrı bir kapta un, yoğurt ve yumurta sarısını karıştırıp sebzeler pişince tencereye ilave edin. Bir iki taşım kaynatıp ocaktan alın. Kıyılmış kereviz yaprakları ile süsleyerek servis yapın.
 
Acılı Biftek 
Malzemeler
6 dilim biftek
... Tuz, karabiber
4 çorba kaşığı sıvıyağ
250 gram çarliston biber
2 yaprak defne
Bir kutu mısır konservesi
Bir kase haşlanmış barbunya veya soya fasulyesi
3 çorba kaşığı acı biber sosu veya sulandırılmış biber salçası

Acılı Biftek Yapılışı BİFTEKLERİ tuzlayıp üzerine karabiber serpin. Teflon tavayı iyice kızdırıp yağı ve ardından eti koyun. Yıkanmış ve kurulanmış çarliston biberlerini de bütün olarak ilave edin. Bir dakika kadar kızartıp diğer taraflarını da çevirin ve yine 1 dakika daha kızartın. Pişen eti ve biberleri tavadan çıkarıp bir tabağa aktarın. Tavanın içine defne yapraklarını, suyu süzülmüş mısır tanelerini ve fasulyeleri aktarın. Bunları da 2 dakika kadar kavurup tavanın kenarına itin. Ortasına eti ve biberleri oturtun. Üzerine 2 çorba kaşığı acılı biber sosunu gezdirip, tavanın kapağını kapatın. 15 dakikakadar, arada bir hafifçe karıştırıp pişirin. Sonrasında eti, sebzelerle birlikte servis tabağına aktarın. Kalan acılı biber sosunu üzerine gezdirip servis yapın.
 
Portakallı Kakaolu Dilimler

Malzemeler
Tabanı için:...İki buçuk çorba kaşığı kakao
Bir buçuk su bardağı un
200 gram tereyağı
Yarım su bardağı pudraşekeri
Bir tutam tuz

 

     Üzeri için:
Üç buçuk su bardağı portakal suyu
1 adet portakalın rendelenmiş kabuğu
1 su bardağı portakal marmeladı
10 çorba kaşığı irmik
1 çorba kaşığı tereyağı
Çikolatalı sos için:
120 gram bitter çikolata
3 çorba kaşığı krema

Portakallı Kakaolu Dilimler Yapılışı
Tabanı hazırlamak için; kakao, un, tereyağı, pudraşekeri ve tuzu iyice yoğurun. Alüminyum folyoya sarıp, buzdolabında 1 saat dinlendirin. Çıkarıp yağlanmış ve yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine elinizle bastırarak yayın. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında, kıtır olana kadar pişirin. Üzeri için, portakal suyu, rendelenmiş portakal kabuğu, portakal marmeladı ve irmiği tencerede lapa oluncaya dek pişirin. Ocaktan alıp tereyağı ilave edin. Karıştırarak soğutun. Daha sonra hazırlamış olduğunuz tabanın üzerine yayıp 15-20 dakika dinlendirin. Çikolatalı sos için, bitter çikolatayı benmari usulü eritip krema ile karıştırın. Bu karışımı portakallı harcın üzerine yayın. Soğuyunca dilimleyip, süsleyerek servis yapın.
 
 
Sebzeli Et Sote

Malzemeler
Yarım kg yağsız kuşbaşı et
... 1 çay bardağı su
1 çorba kaşığı zeytinyağı
5 adet çarliston biber
2 adet kırmızı biber
1-2 diş ince kıyılmış sarmısak
2 adet soğan
Tuz, karabiber, pulbiber
Üzerine: Maydanoz

Sebzeli Et Sote Yapılışı ETİ yıkadıktan sonra kağıt havlu ile suyunu alın ve bir tencereye koyun. Üzerine suyu ekleyin ve kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin. Wok tavaya (yoksa yapışmaz yüzeyli bir tava olabilir) zeytinyağını alın. Eti ekleyip, 1-2 dakika çevirin. Jülyen doğranmış çarliston ve kırmızı biberi ekleyip kavurmaya devam edin. Sarmısağı ve piyazlık doğranmış soğanı katın. 1-2 dakika daha kavurun. Tuz, karabiber ve pulbiber kattıktan sonra ocağın altını kapatın. İnce kıyılmış maydanozla süsleyip sıcak olarak servis yapın.
 
 
Fırında Patates 
 

 Malzemeler,
4 adet orta boy patates
1 yemek kaşığı sarımsaklı çeşni
... Yarım çay bardağı zeytinyağı
Damak tadınıza göre tuz, karabiber
Üzerine serpmek için taze kekik



Hazırlanışı,
Patateslerin kabuklarını soyun ve uç kısmından başlayarak diğer ucuna kadar tam kesmeden dilimlere ayırın.
Geniş bir kasede zeytinyağı, tuz, karabiber ve sarımsak çeşnisini karıştırın.
Patatesleri ekleyip harmanlayın ve üzerini örterek patateslerin marine olması için 20 dakika kadar bekletin.
Patatesleri sosu ile birlikte fırın kabına aktarıp üzerini alüminyum folyo ile kapatın.
200 derece fırında yumuşayıp üzeri kızarıncaya kadar pişirin.
Patatesleri servis tabağına alıp üzerine taze kekik yaprakları serpiştirip sıcak servis yapın.
 
Çokomel Tarifi

Malzemeler,

12 adet kakaolu yuvarlak bisküvi
12 adet vanilyalı marşmelov
... 2 yemek kaşığı çilekli sos



Üzeri için,
1 paket çikolata glazür
1 yemek kaşığı krema



Hazırlanışı,
Kakaolu yuvarlak bisküvileri yağlı kağıt serili tepsiye dizin.
Her birinin üzerine marşmelov şekerlerini yerleştirin ve 180 derece fırında birkaç dakika bekletin.
Fırından çıkartarak soğumaya bırakın.
Yağlı kâğıttan külah yapın ve çilekli sosu içine doldurun.
Külahın sivri ucu ile marşmelovun içine az miktarda sos sıkın.
Çikolata glazürü paketin üzerindeki tarife göre hazırlayın ve bir kâseye aktarın.
Kremayı ısıtıp ekleyip karıştırın ve marşmelovların üzerine kaşıkla dökün.
Üzerindeki glazür donunca servis yapın.

 
 
Ispanak Çorbası Tarifi

Malzemeler
Yarım kg ıspanak yaprağı
...Yarım su bardağı fındıkyağı
1 adet orta boy soğan
1 çorba kaşığı un
3 su bardağı su, 1 su bardağı süt

Ispanak Çorbası Yapılışı ISPANAKLARI 5 dakika haşlayıp süzün. Elinizle sıkıp fazla suyunu aldıktan sonra ince kıyın. Bir tavada fındıkyağını kızdırıp yemeklik doğradığınız soğanı pembeleşene kadar kavurun. Ispanağı ekleyip birlikte 2-3 dakika daha kavurmayı sürdürün. Bir tencereye 2 çorba kaşığı fındıkyağı koyup, unun rengi dönene kadar kavurun. Üzerine su ve sütü ekleyin. Kavurduğunuz ıspanağı da tencereye alın. Tuzunu ayarlayın. 10 dakika pişirip ocaktan alın ve servis yapın.
 
 
Üsküp Köfte Tarifi

Malzemeler
500 gram köftelik kıyma
... 1 adet orta boy soğan
1 diş dövülmüş sarmısak
4 adet patlıcan
2 adet domates
2-3 adet sivri biber
Tuz, karabiber, kimyon

Kızartmak için: Sıvıyağ

Sos için: 3 adet domates
1 çorba kaşığı domates salçası
1 çay bardağı su

Üsküp Köfte Yapılışı KIYMAYI derin bir kaba alın. Üzerine rendelenmiş soğan, sarmısak, tuz, karabiber ve kimyon ilave edip iyice yoğurun. Harçtan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp, avucunuzun içinde yuvarlayarak silindir köfteler hazırlayın. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında köfteleri pişirin. Alacalı soyulmuş ve uzunlamasına kesilmiş patlıcanları acısını almak için tuzlu suda 15 dakika bekletin. Suyunu süzün ve iyice kurulayın. Kızdırılmış sıvıyağda kızartın. 1 dilim patlıcana 1 adet köfte sarın. Güveç kabının içine patlıcanlı köfte, dilimlenmiş domates ve sivri biber olacak şekilde dizin. Malzeme bitene kadar işleme devam edin. Diğer taraftan, sos için rendelenmiş domates, salça ve suyu karıştırın. Köftelerin üzerine gezdirin ve önceden ısıtılmış 200 derece fırında 10 dakika pişirin. Bulgur pilavı ile birlikte sıcak olarak servis yapın.

4 Mayıs 2012 Cuma



"Nostaljik bir mazi güzellemesi yapmak istemem," diyor Can Dündar, zindana dönüşen, koyu bir karanlık olan 70'lerdeki ilişkileri anlattığı yazısında: "Ama aşkın ha babam ertelendiği o kanlı karanlıkta bile, en dayanışmacı ve masum yanları saklıydı insanoğlunun..."



"Aşka Veda", Can Dündar'ın aşka dair yazılarını bir araya getiriyor. Körkütük, sırılsıklam aşkları, özlemi, yalnızlığı, ayrılığı ve terk edilme acısını "kâh içten içe kabaran kâh gürül gürül çağlayan o deli nehri," anlatıyor.

Siyaset ve popüler kültür penceresinden kadınların ve erkeklerin zaman içinde değişen yüzlerine bakıyor. "Söylenmemiş o iki sözcük yüzünden heba olup gitmiş" nesillerle nihayet kavuşan ama mutsuz mu mutsuz olan günümüz gençliğini karşılaştırıp şiirini kaybeden zamane ilişkileri sorguluyor.



Şehvet sevdadan soyunduğunda, Eros okunu kırdığında, piyasa duruma el koyduğunda aşkın nasıl can çekişmeye, körelip çirkinleşmeye başladığını sergiliyor.



Hazsız evliliklerden evliliksiz hazlara, sekssiz aşktan aşksız sekse, ateşten gömleği gönüllü giyenlerden, aşkını kariyerine feda edenlere geçişin izini sürüyor. Aslında bir türlü veda edemediğimiz, her daim ihtimal dahilinde olan aşkı anlatıyor Can Dündar, Aşka Veda'da.

Vizyona Giren 6 Yeni Film



İstanbul'u nefes alınamaz hale getiren sistemin ilmek ilmek nasıl örüldüğünü gözler önüne seren ''Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir', Iron Man, Kaptan Amerika, Hulk, Thor gibi süper kahramanların dünyayı kurtardığı 'Yenilmezler', 1900'lü yılların başında geçen 'Paris'te Çılgın Bir Macera' ile deniz altındaki bir macerayı anlatan 'Sevimli Balık Pupi' ve yerli filmler 'Vücut' ve 'Ateşin Düştüğü Yer' vizyonda...

Limon Kremalı Puflar


Malzemeler

1 su bardağı ılık süt

Yarım paket yaş maya

1 yumurta

50 ml eritilmiş tereyağı

3 yemek kaşığı pudra şeker

1 paket vanilya

2.5 su bardağı un

1 paket dolgu kreması

2.5 çay bardağı süt

1 yemek kaşığı rendelenmiş limon kabuğu



Kızartmak için

Ayçiçeği yağı



üzeri için

Pudra şeker



Hazırlanışı

Mayayı 1 su bardağı ılık süte ekleyin. Eriyinceye kadar karıştırın. Yumurta, tereyağı, pudra şeker, vanilya ve unu mayalı süte ekleyip yoğurun. Ele yapışmayan, yumuşak bir hamur için gerekirse un ilavesi yapın. Hamurun üzerini nemli bir bezle örtüp 1 saat mayalanmaya bırakın. Dolgu kremasını süt ve limon kabuğu rendesi ile katılaşıncaya kadar çırpın. İnce uçlu krema sıkma torbasına doldurun. Yağı derin bir tavada ısıtın. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartıp yuvarlayın ve yağda kızartın. Kağıt havlu üzerine alın. Kremayı topların içlerine sıkın. üzerine pudra şeker serpiştirip servis yapın.

Boğaz Ağrısı Nasıl Geçer

Tıptaki adı farenjit olan ve genelde bazı hastalıkların habercisi olarak kabul edilen boğaz ağrısının en sık nedenleri arasında boğaz enfeksiyonları yer alıyor. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Tamer Haliloğlu, boğaz ağrısına yol açan enfeksiyonların genelde bulaşıcı özelliğe sahip virüs ve bakteriler tarafından oluşturulduğunu belirterek şu bilgileri verdi:



"Boğaz ağrılarının büyük çoğunluğunun nedeni virüstür ve genellikle bir hafta içinde kendi kendilerine geçerler. Bakteri enfeksiyonlarının sadece yaklaşık yüzde 10'unda tıbbi bakıma gerek duyulabilmektedir. Çoğu boğaz ağrısı mikrobu, doğrudan temas ile aktarılır. Hasta biri bir kapı koluna, telefona veya başka bir nesneye dokunur. Siz de aynı nesneyi tutarak, mikropları alırsınız, mikroplar en sonunda ellerinizden ağzınıza ve burnunuza aktarılır. Bakteri enfeksiyonları, zaman zaman antibiyotiklerle tedavi edilse de, ilaçlar her zaman iyileşmeyi hızlandırmaz ya da enfeksiyonların nüksetmesini engellemez."



Hangi hastalıklarda boğazımız ağrır?

Op. Dr. Tamer Haliloğlu, toplumun pek çok kesimini ilgilendiren boğaz ağrısının genellikle başka belirtilerle birleşik olarak meydana geldiğinin de altını Bu belirtilerin kişideki enfeksiyon türüne bağlı olarak büyük değişiklik gösterdiğini ifade eden Op. Dr. Haliloğlu şöyle devam etti:



"Örneğin soğuk algınlığı; boğazda kaşıntı ve ağrının yanı sıra, hapşırma, gözlerde sulanma, öksürme, düşük ateş, burun tıkanıklığı, hafif vücut ağrıları veya şiddetli olmayan baş ağrılarına da neden olur. Mononükleoz da, şiddetli boğaz ağrısına neden olan, çok daha uzun süren bir virüs hastalığıdır. Kızamık, su çiçeği ve krup hastalığı da dahil olmak üzere, diğer virüs hastalıkları da genellikle boğaz ağrısı ile meydana gelir. Boğaz ağrısı ile bağlantılı bakteri enfeksiyonları arasında bademcik iltihabı, difteri ve yaygın görülmeyen bir bakteri enfeksiyonu olan epiglotit de bulunmaktadır."



Boğaz ağrısının nedenleri

Çoğu boğaz ağrısının nedeninin soğuk algınlığı ve gribe neden olan mikroplarla aynı olan virüsler olduğunu kaydeden Op. Dr. Tamer Haliloğlu, ancak bütün boğaz ağrılarının virüs ya da bakteri enfeksiyonlarından ileri gelmediğini vurgulayarak, "Boğaz ağrısının pek çok yaygın nedeni de bulunmaktadır. Bu nedenler arasında alerjiler, odalardaki havanın kuruluğu, kirlilik ve diğer tahriş ediciler, kas zorlanması, asit (gastroözofajyal) reflü, HIV enfeksiyonu ve

Tümörler bulunmaktadır" dedi.



Ne zaman tıbbi yardım alınmalı?

Op. Dr. Tamer haliloğlu, boğaz ağrılarının çoğunun rahatsız edici olmakla beraber zararlı olmadığını ve beş ila yedi gün içerisinde kendi kendine geçtiğini söyledi. Boğaz ağrılarının zaman zaman, daha ciddi bir rahatsızlıkların işareti olabileceğinin altını çizen Op. Dr. Haliloğlu şu bilgileri verdi:



"Eğer; şiddetli olan veya bir haftadan daha uzun süren boğaz ağrısı, yutkunmada veya nefes almada büyük zorluk, boyunda acıyan veya şişmiş lenf düğümleri, boğazın arka tarafında irin, isilik, iki haftadan daha uzun süren ses kısıklığı, tükürük veya balgamda kan, gözlerde içe göçme, şiddetli yorgunluk, idrar çıkışında azalma ve nükseden boğaz ağrılarınız varsa mutlaka doktora görünmelisiniz."



Nasıl önlem alınmalı?

Pek çok hastalıkta olduğu gibi boğaz ağrısında da kuşkusuz el yıkamanın büyük önemi bulunuyor. Op. Dr. Tamer Haliloğlu, hastalığı önlemenin tek ve aynı zamanda en basit yolunun el yıkamaktan geçtiğini söyledi. Boğaz ağrısının en çok görüldüğü çocuklarda el yıkama alışkanlığının mutlaka erken yaşta edinilmesi gerektiğini ifade eden Op. Dr. Haliloğlu, alınması gereken diğer önlemleri ise şöyle sıraladı:



-Çatal bıçakları, bardakları, mendilleri, yemek veya havluları başkaları ile paylaşmaktan kaçının.

-Kamuya açık telefonlara veya çeşmelere ağzınızı değdirmekten kaçının.

-Hasta olan kişilerle yakın temastan kaçının.

-Kirliliğin yüksek olduğu günlerde mümkün olduğunca kapalı mekanlarda kalın.

-Sigara içmeyin ve sigara dumanına maruz kalmaktan kaçının.

-Eğer hava kuru ise evinizi nemlendirin.



Boğazı ağrıyanlara öneriler

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tamer Haliloğlu, boğaz ağrısının kişideki devresi tamamlanıncaya dek, hastalara şu önerilerde bulundu:



-Sıvı alımınızı iki katına çıkarın. Sıvılar, balgamın ince tutulmasına ve kolay temizlenmesine yardımcı olur.

-Ilık ve tuzlu su ile gargara yapın. Su ile dolu bardağa yarım çay kaşığı tuz koyun, gargara yapın, daha sonra suyu tükürün. Bu sayede boğazınız temizlenecek ve balgamdan arınacaktır.

-Bal ve limon kullanın. Bal ve limonu karıştırarak çok sıcak bir bardak suyun içine ekleyin. Bal boğazınızı kaplar ve yumuşatır, limon da balgamın azaltılmasına yardım eder. Zamanın testinden geçmiş bu tarif ağrınızı, sadece geçici süreyle olsa da, büyük ölçüde hafifletir.

-Boğaz kapsülü veya sert bir şeker emin. Bu hareketin kendisi, mutlak rahatlama sağlamaz, ancak tükürük üretimini uyararak, boğazınızı yıkar ve arındırır.

-Havayı nemlendirin. Havadaki nemi artırmak, balgam zarlarınızın kurumasını önler. Bu da iltihaplanmayı azaltarak uyumayı daha kolay hale getirir. Tuzlu burun spreyleri de işe yarar.

-Dumandan ve havayı kirleten diğer maddelerden uzak durun. Duman, ağrıyan boğazı tahriş eder. En azından hasta iken, sigarayı kesin ve ev temizleyicilerinden ya da boyadan ileri gelen tüm buharlardan kaçının. Ayrıca çocuklarınızı sigara dumanına maruz bırakmayın.

-Sesinizi dinlendirin. Eğer boğaz ağrınız gırtlağınızı (larenks) etkilediyse, konuşmak daha fazla tahrişe ve geçici ses kaybına (laranjit) neden olabilir.



Risk faktörleri nelerdir?

-Yaş

-Sigara kullanmak veya dumanına maruz kalmak

-Alerjiler

-Kimyasal tahriş edicilere maruz kalma

-Kronik ya da sık görülen sinüs enfeksiyonları

-Kapalı yerlerde yaşama veya çalışma

-Bağışıklıkta düşüş

24 Nisan 2012 Salı

Nohut Salatası


Malzemeler

1 su bardağı nohut

5 dal taze soğan

5 dal taze nane

7 dal dereotu

7 dal maydanoz

3 yemek kaşığı mısır

1 adet kırmızı biber

4 yemek kaşığı sızma zeytinyağı

2 yemek kaşığı nar ekşisi

Tuz


Salatanın tarifi

Nohutları bir gece önceden ılık, tuzlu su ile ıslatın. Ertesi gün süzün ve kaynar su ekleyerek 3-4 dk. kaynatın, tekrar süzün. Üzerini iki parmak geçecek kadar su ekleyip, düdüklü tencerede 15 dakika kadar yada normal tencerede nohutlar yumuşayıncaya kadar haşlayın, süzün.

Nohut biraz ılınınca kabuklarını soyun. Taze soğanı ve kırmızı biberi minik minik doğrayın. Maydanoz, nane ve dereotunu ince ince kıyın. Tüm malzemeleri birleştirip, güzelce karıştırın, fazla bekletmeden servis yapın.

14 Nisan 2012 Cumartesi

Çikolata Kaplı Pasta


Malzemeler:

200 gr bitter çikolata
200 gr tereyağı

3 yumurta

75 ml kefir

85 gr kek unu
85 gr un

Yarım tatlı kaşığı karbonat

350 gr toz şeker

25 gr kakao


Üzeri için

230 gr bitter çikolata

200 ml krema


Süslemek için

Çikolata ruloları


Hazırlanışı:
Fırını 140 dereceye ayarlayın.
22 cm’lik kelepçeli kek kalıbına yağlı kağıt serin.
Çikolatayı küçük parçalara bölüp tereyağı ile birlikte eritin.
Yumurtalar ve kefiri ayrı bir kapta karıştırın.
Unlar, karbonat, şeker ve kakaoyu bir kasede harmanlayın.
Çikolataya önce yumurta daha sonra un karışımlarını ekleyip karıştırın.
Hamuru kelepçeli kalıba aktarıp yaklaşık 1 saat ya da kürdan batırıldığında temiz çıkıncaya kadar pişirin.
Soğumaya bırakın.


Üzeri için kremayı kaynatmadan ısıtın.

Küçük parçalara bölünmüş çikolatayı ekleyip eriyinceye kadar karıştırın.
Oda ısısında ılınmayı bırakın.
Keki kalıptan çıkartıp spatula yardımıyla ganajı kekin üzerine sürün.
Üzerini çikolata ruloları ile süsleyip servis yapın.

Afiyet olsun!

Kahvaltı Yapın Zayıflayın


Eskiler kahvaltıyı kral gibi, öğle yemeğini prenses gibi akşam yemeğini ise fakirler gibi yemeği öneriyor. Bu yaklaşım alınan kalorilerin günlük aktivitelere göre düzenlenmesi prensibine dayanmaktadır.


Ancak maalesef çoğumuz aktivite bakımından en düşük düzeyde olduğumuz dönemde yani akşam yemeklerinde en fazla yiyecek tüketiyor ve sonrasında hiç hareket etmeden aldığımız kalorileri depolamakla vakit geçiriyoruz. Yenen yiyeceklerin çokluğu açısından akşam yemeğini genelde öğle yemeği izliyor ve kasıtlı olarak veya yoğunluktan ve plansızlıktan dolayı sabah kahvaltıları ihmal ediliyor.




Gece boyunca dinlenen vücutta sabah kan glukoz düzeyi düşük düzeylerdedir. Eğer kahvaltı yapmadan güne başlarsak vücut kendini bir nevi kış uykusunda gibi algılar ve vücudun enerji kaynaklarını korumak için minimal düzeyde kalori tüketmeye kendini programlar. Bu nedenle inanmak güç gibi görünse de sabahları midenize bir şeyler girdiğinde vücudunuzun metabolik hızı artar ve siz kilo vermeye başlarsınız.



Günümüzde bilinen, vücudun metabolik hızını arttıran en etkin yöntem; midenize miktar olarak değil besleyici özellikler olarak yüksek nitelikli yiyecekler girmesidir. Bu nedenle sabahları vücudunuzu minimum düzeyde kalori tüketen durumdan yüksek miktarda kalori tüketir duruma geçirebilmek için yapabileceğiniz en etkin yöntem sağlıklı bir kahvaltı yapmaktır. Bu şekilde kan şekeriniz yükselecek ve metabolik hızınız artarak daha çok kalori tüketmeye başlayacaksınız.



Yapılan bilimsel çalışmalar güne sağlıklı bir kahvaltı ile başlayanların daha kolay kilo verdiklerini ve ulaştıkları ideal kilolarını daha uzun süre koruyabildiklerini ortaya koymaktadır.



Valderbilt Üniversitesinde gerçekleştirilen bir çalışmada güne sağlıklı bir kahvaltı ile başlayan bayanların diyet programlarına daha kolay uyum sağladıklarını ve daha kolay zayıfladıklarını göstermiştir. Yine aynı çalışmada kahvaltı yapanların gün boyunca daha az abur-cubur yedikleri ortaya konmuştur.



Sağlıklı Bir Kahvaltı






Sağlıklı bir kahvaltı için temel şartlar: basit şekerlerden uzak durun, kompleks şekerler tüketin, menüde bir miktar protein ve az miktarda yağ olsun. Özellikle yağı ihmal etmemek önemli aksi taktirde öğlen yemeğine kadar tokluğunuz devam etmeyebilir.





Sağlıklı Kahvaltı Örnekleri



- Kepek ekmeği, süt, muz, zeytinyağı





- Yumurta, kepek ekmeği, meyve suyu



- Kepek ekmeği, tereyağı, süt






Tabii ki yukarıdaki örnekler dışında da yeni sağlıklı örnekler geliştirmek sizin elinizde: örneğin bir gece önceki yemekten kalan yiyeceklerden ve bitiremediğiniz meyvelerden bir menü oluşturabilirsiniz. Tek yapmanız gereken gece yatmadan önce 10 dakikanızı ayırarak sabah kahvaltınızın hazırlığını tamamlamak.



Düzenli kahvaltı yapmaya başladıktan sonra 2-3 hafta süresince tartılmayın, daha sonraki tartılarınızda eğer diğer öğünlerinize de dikkat ediyorsanız ayda 1,5-2 kg zayıfladığınızı görebilirsiniz.

Dikkat Soğanı Yağda Kavurmayın!


Sigaraya hiç başlamamanın kalp ve damar sağlığı için çok önemli olduğunu kaydeden Op. Dr. Tamer Bakalım, alkolün de kalp hastalıkları ile direkt ilişkili olmasa da fazla tüketiminin özellikle karaciğer yağlanmasına neden olduğu için kalp ve damar sağlığı üzerinde olumsuz etki yaptığını belirtti.

YARIM YAĞLI SÜT TÜKETİLMELİ

Op. Dr. Bakalım, her gıdadan yeterli ve dengeli tüketimin önemine değinerek şöyle konuştu: "Dengeli beslenmek ve her gıdadan gerektiği kadar almak sağlıklı bir kalp için çok önemlidir. Yağ kullanımı kısıtlı olmalı, yağ göz kararı ile değil ölçekle kullanılmalıdır. Kızartma alışkanlığı ortadan kaldırılmalıdır. Hamur işi, fast food gibi yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Yarım yağlı süt tüketilmelidir. Kutu sütler hijyen açısından güvenlidir." Meyve ve sebze yerken kalori miktarlarına dikkat etmeli ve ölçülü tüketilmesi gerektiğini anlatan Bakalım, şunları söyledi: "Kırmızı et tüketimi haftada bir, yağsız olarak tercih edilmelidir. Bunun yanında tavuk ve hindi eti tercih edilmeli, tavuğun derisi, pişirilmeden önce alınmalıdır. Haftada iki kez çok yağlı olmayan balıklar yenmelidir. Balık dışındaki deniz ürünleri tüketilmemelidir.


SOĞAN YAĞDA KAVRULMAMALI!

 Haftada 2-3 kez yumurta tüketilebilir. Ancak, hiçbir zaman yağda değil haşlama olarak tercih edilmelidir. Hijyen açısından sarısı kayısı kıvamında değil, katı kıvamda olmalıdır. Günde en fazla 1.5 çay kaşığı tuz kullanılmalıdır. Vücudun ihtiyacı olan tuz, sebze ve meyvelerle yeterli miktarda alındığı için, masada tuzluk bulundurulmamalıdır. Margarin yerine tereyağı yenmelidir. Türkiye'de yağın yakılarak yemek pişirilmesi kültürü, örneğin soğanın yağda kavrulması, sağlıksız bir beslenme alışkanlığıdır. Soğan yağda kavrulmamalı, tüm malzemeler bir araya konularak pişirilmelidir"

 ŞEKER YERİNE BAL

Rafine edilmiş, işlenmiş şeker ya da mısır şurubuyla üretilmiş hazır gıdaların da kalp ve damar sağlığı açısından tehlikeli olduğunu ifade eden Doç.Dr. Bakalım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak, gerçek ve içine herhangi bir katkı maddesi konulmamış olan bal şeker kadar zararlı değildir. Şeker gibi bal da tatlandırıcı olarak çayda kullanılabilir. Bal kullanırken içeriğine dikkat edilmeli, saf bal olduğundan emin olunmalıdır."

40 YAŞ ÜSTÜNE DİKKAT!

40 yaş üzeri kadın ve erkekler yılda bir kez kardiyolojik check up'dan geçmeleri gerektiğini vurgulayan Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü'nden Op. Dr. Tamer Bakalım, sözlerine şöyle devam etti: "Kişi, ailesel olarak kalp hastalıkları açısından taşıdığı risk faktörleri, şeker hastalığı, tansiyon ve kolesterol gibi eşlik eden diğer hastalıklara göre check up programlarına alınmalıdır. Kardiyolojik tetkikler, kişiye özel yapılmalıdır. Doktor, kardiyolojik checkup'da kişisel ayrımları yaptıktan sonra yine kişiye özel egzersiz programları da düzenleyebilir."

Çocukluk Çağı Kanserinin En Önemli Nedeni

Prof. Dr. Kenan Demirkol "Çocukluk çağı kanserinin en önemli nedeni tarım ilaçları" diyerek sebze meyvelerde kullanılan tarım ilaçlarının yanlış kullanımına bağlı oluşan büyük tehlikeye dikkat çekti.



İşte programın özeti;



'ÇOCUKLUK ÇAĞI KAN KANSERİNİN EN ÖNEMLİ NEDENİ TARIM İLAÇLARI'



Prof. Dr. Kenan Demirkol özetle şu noktalara değindi;



- Tahta fırçasıyla bile yıkasanız tarım ilacını arındıramazsınız.



- Doğru beslenmeyi anneannelerinizden öğrenirsiniz, diyetlerden değil.



- Aslında insan ömrü biyolojik olarak 120 yıl. Biz yaptığımız hatalarla bu 120 yıldan tavizler veriyoruz.



- Tarım ilaçları en az sigara kadar kanser yapıcıdır. Ve yiyecekleri tahta fırçasıyla bile yıkasanız tarım ilacının sadece yüzde 40'ını arındırabilirsiniz.



- Dünya tarım ilacı piyasası 40 milyar dolarlık bir piyasadır. Ve bugün çocukluk çağı kan kanserinin en önemli nedeni tarım ilaçlarıdır.



- Sadece toprağa serpilen azot gübresinin yağmur ile yeraltı sularına katılması sonucu bugün İzmir ve Ankara'da kuyu suları arsenikli.



- Her sabah evde kahvaltı yapın ve kahvaltıda yumurta yiyin, yumurtanın kolestrolünden korkmanıza gerek yok.



VÜCUDUN ŞEKERE HİÇ İHTİYACI YOK



- Biz vücudumuzun tolere edebileceğinden dört kat fazla şeker yiyoruz. Aslında insan vücudunun şekere hiç ihtiyacı yok. 1700 yılında İngiltere'de kişi başına yıllık şeker tüketimi 4 gramdı bugün ise 70 kilo.



- Bedeniniz zarar görmeden günde tüketebileceğiniz şeker miktarı sekiz kesme şeker kadardır. Bu sekiz şekere kahvaltıda yediğiniz bal, reçel ve hatta mevyedeki şeker de dahil.



TEREYAĞ AKLANMADI



- Tereyağ aklandı lafları yalan. Eğer hayvan sentetik yemle, pancar küspesi, mısır silajı ile beslenirse süt ağının bileşimi bozulur ve o sütten yapılan tereyağ bizi kalp hastası yapar. Ama mera sütünden yapılmış tereyağ zeytinyağından da değerlidir.



- Merada otalayan hayvanın sütünde omega 3 vardır. Ahırdan cıkmayan hayvanın sütünde asla yoktur. Mera sütünde CLA vardır ki en önemli antioksidandır. Merada otlayan hayvanın sütünde damar sertliği yapıcı domuş yağ asidi düşüktür, ahır sütünde yüksektir. Merada otlayan hayvanın sütünde insüline benzer büyüme hormonu vardır. Bütün hücrelerimizin yenilenmesini sağlar.



GERÇEK ADANA KEBABI DEĞİLSE YEMEYİN



- Biz hekimler yıllarca kırmızı et yemeyin kolestrol yapıyor diye bir saplantıya girdik. Kırmızı etten elde edeceğiniz demir sizin zihinsel performansınız için son derece önemli. Türkiye'de gençlerin yüzde 50'sinde demir eksikliğine bağlı kansızlık var.



- Rahatlıkla etrafındaki yağı alınmış, depo yağı uzaklaştırılmış parça eti yiyebilirsiniz. Ama Adana kebap yemeğin. Adana Ticaret Odası Adana kebabı koruma altına aldı. Gerçek Adana kebabı sadece merada otlayan hayvanın etinden ve kuyruk yağından yapılır. Eğer bu nizamnameye uymuş bir lokantada Adana kebap yiyorsanız isterseniz dört tane yiyin. Ama emin olmadığınız zaman yemeyin.



ÇÖPE GİDEN GIDAYLA AFRİKA DOYAR



- Bugün 7 milyar insanın 1 milyarı aç. Ama Dünya Tarım ve Gıda Örgütü'ne göre dünyada 10 milyar insanı besleyecek kadar gıda var. Dünyada açlığın sebebi gıda eksikliği değil. Amerikan tohum şirketleri kırk yılda bir açlık kartını oynanarak dünyayı aldatır ve malını satar.



- Sadece İngiltere'de son kullanma tarihi geçtiği için bir yılda çöpe giden gıda miktarı 18 milyon ton. İngiltere, Almanya ve Danimarka'da ambalajı açılmadan çöpe giden gıdayla Afrika tümüyle doyabilir.



YEDİKLERİMİZ HAMBURGER DEĞİL



- Hamburgerler yenilecek şeyler değiller. Benim bir hamburger karşıtlığım yok. Ama yedikleriniz hamburger değil. Endüstri bunları almış, köfte ekmek formundan çıkarmış, yüksek basınç işlemleri, içine koydukları mısır şekerleri ve rengini koyultmak için kattıkları nitratlarla köfte şeklini verip önünüze koyuyorlar.



-Bir hamburgeri alın koyun kütüphanenize, bakın 3 ay sonra herhangi bir kokuşma meyili var mı? Normalde bir köfte en az 3 gün içinde kokuşuyorken bir hamburger nasıl kütüphanede saklanıyor bunu anlamaya çalışın.



GELENEĞİNİZDE OLANIN DIŞINA TAŞMAYACAKSINIZ



- Erkekler de dahil, annelerinizden hatta anneannelerinizden neyin nasıl yapıldığını öğrenmek zorundasınız. Bunu yapmadığınız takdirde nasıl beslenmeniz gerektiği konusunda bir bilginiz olmayacak. Çünkü bunun yazılı bir kitabı yok. Geleneğinizde olanın dışına taşmayacaksınız. Bunun haricinde vücudunuzu dinlemeniz gerekiyor. Vücudunuzu dinlerseniz o size eksik kalmış ya da yenmemesi gereken ne varsa söylüyor.



UHT SÜTÜN OKUL SÜTÜ OLARAK DAĞITILMASINI KABUL ETMİYORUZ



- UHT süt, yani uzun ömürlü, bozulmayan, ekşimeyen, kokmayan, fazla tadı olmadığı için çocuklarınızın kolayca içtiği süt. Biz bunu istemiyoruz. Bunun okul sütü olarak dağıtılmasını kabul etmiyoruz. Bu benim değil halkın görüşüdür. Eğer hayvanlar meralarda salına salına dolaşıyor, istediklerini yiyorlarsa kaliteli süt böyle elde edilir. Bundan yapılan yoğurdu yiyeceksiniz. Bu yoğurt ekşiyebilir olacak çünkü tarım ilaclarının etkisinin giderilmesinin tek yolu, ekşiyebilir yoğurt ve ayrandır.

- Sütmatik ne dahiyane bir proje. Sokak sütçüleri dedikleri insanlar güğümle süt satan vatandaşlar. Korktukları da işte budur. Sütün içerisine insan emeğinin girmesini istemezler. Böyle bir mantıksızlığın karşılığında o zaman biz de otururuz güğüm sütçülerini organize ederiz. Bu zor birşey değil yeter ki doğru düzgün süt gelsin, çocuklarınız süt içsin.



TEMA VAKFI BAŞKANI; "ÜZERİMDEKİ KAZAK 36 YILLIK PARAM VAR AMA HAKKIM YOK TÜKETMEYE"



Programa konuk olan Tema Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca da gereksiz tüketim ve harcamaya dikkat çekerek; "üzerimdeki kazak 36 yıllık param var ama hakkım yok tüketmeye" dedi.



- Bugün reklama ödenen para 1 trilyon 100 milyar dolar. Nereden bu para? Kim verdi? Hayrettin verdi. Ben kendi kendimin katiliyim. Benden aldı o parayı. Tüket, tüket, yok et diyerek.



- Dünyayı ben kurtaracağım. Nasıl? Kendi ihtiyacımdan fazlasını tüketmeyerek. Batıracağım o ekonomiyi ve benim ihtiyacım kadar üreten bir ekonomi kuracağım. Nedir benim ihtiyacım? Doymak, barınmak, sağlık, eğitim. Ondan başka tüketmem. Ben bu kültürü yaşadım gençliğimde. Zengindik ama tüketmezdik.



- Bir giydiğinizi 5 sene giyebilirsiniz. Almayın yenisini. Benim üzerimdeki kazak 36 yıllık. Param var ama hakkım yok tüketmeye.



- Enerji ve teknolojiye karşıyım. Çünkü teknoloji işsizlik üretir. Ben fabrikamda 840 kişi çalıştırıyordum. Fuarlara gitmeye başladım, teknolojiyi gördüm, aldıkça işçi çıkardım. 320 kişiye kadar indik.



TÜRKİYE'DE MERA KALMADI



- Bugün Türkiye'de ilaç ve gübre kullanmadan tarım başlamıştır. Ve bu gittikce büyüyor. Üretim düşmüyor, aksine artıyor. Nikaragua ve Honduras'ta gübre ve ilaç kullanmadan mısır üretimini 0.4 tondan 4.5 tona çıkardılar. Fasulyeyi 170 kilodan 1500 kiloya çıkardılar.



- Ben Türkiye'yi geziyorum. Mera diye birşey kalmadı. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu gün 45 milyon hektar meramız vardı. Şimdi resmen 12 milyon hektara bana göre ise 7 milyon hektara indik. Ve meralara inşaat yapmak icin yasa çıkardılar.

Küçük Şeylerle Mutlu Etmenin Yolları


Centilmen olmak tarihe karışmak üzere. Dışarı çıktığınızda kolunuza girmesini teklif edin ve ona her yerde böyle eşlik edin. Onunla buluşmak üzere onu evinden almaya gittiğinizde ellerini tutup öpün ve ne kadar güzel göründüğünü söyleyin. Sevgiliniz televizyon seyrederken ya da uyurken parmaklarınızı saçlarında gezdirin, yüzüne, omuzlarını, ellerine ve kollarına sevgi dolu dokunun.

 ÖPÜCÜKLERİN SIRRI Boynuna ve başına öpücükler kondurun. Eşiniz/sevgiliniz aletli jimnastik mi yapıyor? Ona ne kadar iyi göründüğünü söyleyin. Elele yürürken ona bakıp gülümseyin ve elini sevgiyle sıkın. Eşinizin/sevgilinizin gazetede en çok okuduğu sayfaya "seni seviyorum" notu yazın.

İLTİFATI EKSİK ETMEYİN Erkek arkadaşınıza ya da kocanıza iltifat edin. Kadınlar her zaman iltifat alırlar ancak erkeklere yeterince iltifat etmezler. Ona mükemmel bir baba, en iyi eş, dünyadaki en romantik erkek olduğunu söyleyin. Şunları şunları yaptığında sizi ne kadar etkilediğini anlatın. Eşiniz/sevgiliniz işten eve döndüğünde onu kendinize çekerek sarılın ve ona "Seni bugün çok özledim" deyin. Eve gelirken onun en sevdiği dondurmayı vb. alarak onu şaşırtın. Eşinizin/sevgilinizin güne sizin öpücüklerinizle uyanmasını sağlayın.

Ütü Tabanı Nasıl Temizlenir?

Ütünün altında oluşan kahverengi rengi gidermek için ılık sirke ve tuz karışımıyla ütünün altını silin. Ya da bir kağıdın üzerine tuz koyup sıcak ütüyü üzerinde gezdirin. Ya da ütü ılıkken arasına sarı balmumu konmuş bir bezin üzerinde gezdirin.

Orman Kebabı

Malzemeler



300 gram but tarafından yağlı koyun eti

4 adet büyük patates

3 adet orta büyüklükte havuç

5 çorba kaşığı margarin

250 gram soğan

1/2 kahve fincanı iç bezelye (veya konserve edilmiş iç bezelye)

1 çorba kaşığı kekik

Yeteri kadar tuz

2 su bardağı su



Yemeğin tarifi



Et, iri kuşbaşı olarak kesin. Soğanlar kabuklarından ayrıldıktan sonra iri iri doğrayın. Patateslerin kabukları soyup, sekizer parçaya bölün. Üzerleri kazınmış ve bol suda yıkanmış havuçlar iki parmak kalınlığında doğrayın. Bir tencereye margarin ve et koyun, orta ateşte ara ara karıştırılarak yarım saat kadar pişirin. Bu süre sonunda yeteri kadar tuz ve ılık su ekleyin. Tencerenin kapağını kapatın ve içindekileri hafif ateşte 45 dakika kadar pişirin. Et iyice yumuşayınca patates, havuç ve iç bezelye katılarak pişirmeye devam edin. Sebzeler pişince kekik serpip, bir iki defa karıştırın. Tenceredekiler servis tabağına alın ve sıcak sıcak servis yapın.

Biz Kadınları Hiç Sevmedik !

Saçlarını sevdik hele birde sarışınsa daha çok sevdik…

Ağızlarını sevdik hele birde şehvetli ve dolgun ise daha çok sevdik…

Göğüslerini sevdik…

Bacaklarını sevdik hele birde sütun gibiyse bayıldık…

Kalçalarını sevdik…

Gerçekten güzel vücutlu ve “çıtırsa” daha çok sevdik…



Yolda, arabada, televizyonda, internette onlara hep “baktık”…

Her yerlerine iyice ve dikkatle! Baktık…

Pekiyi görememiş olacağız ki bir daha baktık…

Bir daha ve bir daha…



Kadınların her yerlerine baktık ama GÖZLERİNE ya hiç bakmadık ya da baktığımızda çok GEÇ olmuştu…



Biz kadınlara çok dokunduk! Onlar istese de istemese de dokunduk…



Son yıllarda dini motiflerden güç bulanlarımız oldu..



Eh yozlaşan toplum ve geç gelen adalet olunca da 13–14 yaşındaki ÇOCUKLARA bile dokunmaya başladık! SAPIK damgası yemeyi göze alanlar bile şaşırdı çünkü SAPIK diye haykıran ne kadar azdı! Kimimiz “araştırmacı” oldu icraata geçemedi! Onlar CD ve DVD ler ile idare etti! Hatta SAPIKLARA tepki bile gösterdi… ya onlar ne yaptı? Gerçek dünyada namuslu olanlar sanal dünyada bu çocukları aradı… Aradı. .ve hep buldu!



Kadınlara “dokunmada” dünya sıralamasında üst yerlere geldik…2009 itibariyle rakamlar oldukça “umut verici”.

% 40 ını SÜREKLİ DÖVDÜK…

%45 ine DUYGUSAL ŞİDDET uyguladık (küfür, hakaret, küçük düşürme)…

%16 sına ZORLA SAHİP OLDUK…

ve olmaya devam ediyoruz…

Tüm bunlara maruz kalan HER 3 kadından biri İNTİHARA kalkıştı ama biz hiç oralı olmadık…(bize ne değil mi? Fener ya da CimBom maç kaybedince çok üzüldük ama kadınlar söz konusu olunca pek oralı olmadık)

% 9 una daha MASUM BİRER ÇOCUKKEN bile dokunduk…

Ama hep SUSTULAR… çünkü konuşsalar kimse inanmazdı…” kim bilir neler yaptın ki sana tacizde ya da tecavüzde bulundu AMCAN ya da KOMŞUN” bu da sana DERS olsun… ama bu DERS o kadar acıdır ki biz ERKEKLER bilemeyiz… Bizlere sorduklarında %25 imiz “bazı durumlarda KADIN DÖVÜLÜR” demeyi doğal bir şey gibi dile getirdik… İSLAMİ ÖĞRETİ yalanları ile KADINLARI ve KIZLARI bizlerin KÖLESİ yapmaya başladık ve bu çabalar sonuçlarını vermeye başladı… Artık kadınlar o bildiğiniz kadınlar değil! % 51 i erkekler ile tartışmayı bile “saygısızlık” sanıyor artık…%36 sı kendisi para kazansa bile parasını nasıl harcayacağına karar veremeyeceğine inanmış… ya da inanmak zorunda kalmış…% 52 si “erkek kadından sorumludur” diyecek kadar kadınlığını unutmuş… ya da unutturulmuş. ..% 49 u “erkek ne zaman isterse bana sahip olabilir benim itiraz hakkım olamaz” diyecek konuma gelmiş ya da getirilmiş…



Kabul edelim biz kadınları KULLANMAYI çok sevdik…evde, işte,siyasette,okulda kısacası her yerde…Parti kongrelerinde sözde liderler konuşurken arka fonda 3-4 kadın vardı hep…Onlardan VİTRİN yaptık…İMAJ yaptık…başörtü lü,normal türbanlı,modern türbanlı ve türbansız….Parti çalışmalarında kapı kapı dolaşanlar hep KADINLARDI.. koşturan ve çabalayan hep KADINLARDI.. .Miting olduğu zaman onları ön sıralara toplayıp KARANFİLLER attık üzerlerine ve iki lafın birinde anam,bacım edebiyatı yaptık….ama “ANANI DA AL GİT” demek bize daha çok yakıştı! “Cennet anaların ayakları altında” diye diye büyütüldük… ama ANALARI hep ayaklarımız altında ÇİĞNEDİK… EZDİK. ..TEPİKLEDİK…14 şubat sevgililer günü ya da Anneler Gününde bir kaç saat ara verdik! Ama sonra yine ezmeye devam ettik… İş verirken bile onları hep düşündük! İş yerinde gözümüz gönlümüz açılsın ya da malum niyetler ile BAYAN ELEMAN ARANIYOR ilanı vermeyi çok sevdik…2009 Türkiyesinde KADIN olmanın ne kadar zor olduğunu biz erkekler bilemeyiz…

Çünkü artık KONUŞMUYORLAR. …KONUŞAMIYORLAR… KONUŞTURULMUYORLAR… islam dinini sömüren ve kullanan KARANLIK ZİHNİYET kendi kadınlarını yetiştiriyor. ..susan,itaat eden ve kaybolmuş kadınlar…kızlar. ..hatta çocuklar..Arada VİZYON ya da İMAJ için ortaya “sürülen” kadınlara bakmayın siz..onlarda biliyor “kullanıldıklarını” ama artık düzen kurulmuş…



Bu ülkenin kurucusu ATATÜRK 1930 lu yıllarda Türk kadınına dünyadaki birçok çağdaş ülkeden önceden hak ettiği HAKLARI verdiğinde umutlanmıştık. .Çünkü o ATATÜRKTÜ… Kurtuluş Savaşında bebeğinin kundağında mermi taşıyan anayı ya da cephede erkeği ile göğüs göğüse savaşan bacısını unutmadı… İhanet etmedi… Ama BİZ ihanet ettik! Türkiye Nereye Gidiyor? Diye soruyor herkes birbirine…



Cevap ne kadarda açık değil mi? Türkiye hızla ve şevkle KARANLIĞA gidiyor…

Hatta KOŞUYOR…

Çünkü YARATILMIŞLARIN YARISI olan KADIN YOK OLUYOR!

Benim anam, bacım, sevgilim, kızım YOK OLUYOR.



Kadını YOK OLAN ülkenin gideceği yol bellidir…KARANLIK ve ONURSUZ bir gelecek….Bu işi PLANLI yürütenler İSLAMİ motifler ya da örnekler ile KADININ İKİNCİ SINIF KONUMA gelmesini doğal karşılamamızı bekliyorlar. ..Bu işe KURANI KERİMİ ortak koşmaları ne acı…mesela miras hukuku…erkek çocuğa 2 pay..kız çocuğa 1 pay…ya da kadının erkeğe İTAAT etmesini empoze eden garip ayet ya da sureler…belli ki burada büyük bir istismar var…Çünkü tüm alemi yaratan ALLAHIN kendi yarattığını aşağılaması söz konusu bile olamaz…Kuran’ı kendi amaçları için yorumlayanlar KADINI ikinci plana atmayı çok seviyor olabilir ama Biz hiç sevmedik…Şunu o kalın kafanıza sokun….



KADIN=ERKEK. …

ERKEK=KADIN dır…

Bazı konularda kadın bazı konularda erkek ÜSTÜN olabilir… Ama tüm bu zayıf ve üstün yönleri bir arada düşündüğünüzde tek bir gerçek var;

KADIN=ERKEK. …

ERKEK=KADIN. …

Bu GERÇEĞİ kabul etmemek bize her zaman kaybettirecek ve kaybettiriyor. .



8 MART KADINLAR GÜNÜYMÜŞ ! KADINI olmayan ülkenin kadınlar günü olmaz… Kutlanmaz. Burada yazılanlar size ters geldi ise vah benim ülkeme… Çünkü “sizler” sayesinde sonumuz gelecek.

KADIN benim diğer yarım ve benim diğer yarımdan vaz geçmeye niyetim yok…

Türkiye Ne zaman kurtulur?



Ülkenin üniter, ulus ve LAİK devlet yapısına inanan ve SAHİP çıkan 550 milletvekilinin YARISI ÇAĞDAŞ TÜRK kadını olduğu zaman bu ülke KURTULUR.Yani 550 vekilin yarısının KADIN olmasını isteyen MİLLİ İRADE..seçmen. .oy kullanan..sen ve ben. Buna karşı çıkanlar o KALIN KAFALARINA soksunlar bu gerçeği. Türk Kadını benim diğer yarımdır ve ben TAM olmak istiyorum… Çünkü onlara İHANET EDEMEM… Tüm bunlara yürekten inanmıyorsanız lütfen “sözde” sevdiğim kadın dediğiniz kadına

“SENİ SEVİYORUM” demeyin…

Çünkü çok komik ve acınası oluyorsunuz. …

LÜTFEN artık kadınların GÖZLERİNE ve BEYİNLERİNE bakmaya başlayın…

Türk Kadını ve erkeğinin daha aydınlık günlerde yaşaması dileklerim ile arz ederim.





Dr. Eray AYBAR

Cevizli Köfte

Malzemeler



Köfte hamuru için,



250 gram kıyma

1 adet küçük boy kuru soğan

1 yemek kaşığı salça

3 dilim bayat ekmek

1 adet yumurta

1 yemek kaşığı doğranmış maydanoz

1 tatlı kaşığı zeytinyağı

2 yemek kaşığı iri çekilmiş ceviz içi

1 tatlı kaşığı tuz



Sosu için,



2 adet domates

1 yemek kaşığı salça

1 diş sarımsak

1 tatlı kaşığı zeytinyağı

1 çay kaşığı kuru nane

Yarım çay bardağı su



Yemeğin tarifi



Ekmekleri su dolu kâsenin içine koyup 1-2 dakika bekletip ekmekleri alın ve suyunu iyice sıkın. Derin bir kaba; kıyma, salça, ekmek, yumurta, ceviz içi, maydanoz, zeytinyağı ve tuzu alın. Tüm malzemeler iyice birbirine karışana kadar yoğurun.



Köfte hamurundan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp avcunuzun içinde yuvarlak şekil verin. Tüm köfte hamuru bitene kadar işlemi tekrarlayın ve köfteleri düz bir tabağa dizin.Köfteleri buzdolabında 15 dakika kadar bekletin.



Köftenin sosunu hazırlamak için gerekli malzemeleri mutfak robotuna alın. Yüksek devirde yaklaşık dört dakika, pürüzsüz kıvama gelene kadar çekin. Sosu tavaya alıp orta dereceli ateşte kıvamı koyulaşana kadar pişirin. Köfteleri dolaptan çıkarıp hafif yağlanmış kızgın tavada önlü arkalı kızartın.



Servis tabağına alıp üzerine domatesli sosu döküp sıcak servis yapın.